Tutukluya Kelepçe Takılır Mı ?

Bengu

New member
Tutukluya Kelepçe Takılır Mı?

Tutukluluk, bir kişinin özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanmasıdır. Hukuki anlamda, tutukluluk, kişinin suç işlediği iddiasıyla özgürlüğünden mahrum bırakılması durumudur. Ancak tutukluluk halinin uygulanması sırasında, tutuklunun fiziksel ve psikolojik güvenliği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bağlamda, tutuklulara uygulanan çeşitli güvenlik önlemlerinden biri de kelepçedir. Peki, tutuklulara kelepçe takılabilir mi? Kelepçe kullanımının hukuki ve etik boyutları nedir? Bu yazıda, tutuklulara kelepçe takılmasına dair sorulara yanıt arayacağız.

Kelepçe Nedir ve Nasıl Kullanılır?

Kelepçe, bireylerin ellerini veya ayaklarını birbirine bağlayan, genellikle metalden yapılmış, cezai güvenlik önlemi olarak kullanılan bir araçtır. Kelepçenin kullanım amacı, tutuklu kişinin kaçma, zarar verme veya başkalarına zarar verme riskini azaltmaktır. Kelepçeler, polis, jandarma ve ceza infaz kurumları tarafından, tutukluların güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.

Kelepçenin sadece suçlu olduğunu iddia edilen kişilere değil, aynı zamanda tutuklu durumunda olan kişilere de takılabildiği gözlemlenmektedir. Kelepçe, bir kişinin ellerini veya bileklerini bir arada tutarak hareket kabiliyetini kısıtlar ve güvenlik güçlerine, tutuklu bireyi kontrol etme imkanı sağlar.

Tutukluya Kelepçe Takılması Hukuki Açıdan

Tutuklulara kelepçe takılmasının hukuki temelleri, özellikle insan hakları ve özgürlükleriyle ilgili evrensel hukuk ilkelerine dayanır. Türk hukukunda, tutuklulara kelepçe takılması, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Anayasa tarafından düzenlenmiş olan belirli kurallara bağlıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre, tutuklama kararı, yalnızca şüpheli veya sanığın kaçma ihtimali, delil karartma riskinin olması ya da başka bir suç işleme ihtimali göz önünde bulundurularak verilir.

Ancak, kelepçenin tutukluya takılabilmesi için yalnızca bu iddiaların varlığı yetmez. Bunun yanında, kelepçenin takılması gerektiği durumlar da çok açık bir şekilde tanımlanmıştır. Ceza İnfaz Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, tutukluların haklarının ihlal edilmemesi gerektiği vurgulanmış ve kelepçe kullanımının da bu bağlamda sınırlandırıldığı ifade edilmiştir.

Kelepçe Kullanımının Şartları ve Sınırları

Türk Ceza Kanunu'na ve Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, tutukluya kelepçe takılabilmesi için belirli şartların varlığı gerekmektedir. Bu şartlar genellikle şunlardır:

1. **Kaçma Riski**: Tutuklu bireyin kaçma ihtimalinin yüksek olması durumunda, güvenlik güçleri kelepçe takma kararı alabilirler. Bu durumda, tutuklunun kaçma şüphesi, kelepçenin kullanılmasının gerekçelerinden biri olabilir.

2. **Özellikle Şiddet İçeren Suçlar**: Şiddet içeren suçlardan tutuklanan ve tekrarlayan suç işleme ihtimali bulunan kişilerde kelepçe kullanımı yaygındır. Kelepçenin takılması, hem güvenlik güçlerinin hem de diğer tutukluların güvenliğini sağlamak adına bir önlem olarak kullanılır.

3. **Tutuklunun Tehdit Edici Davranışları**: Eğer tutuklu, tutukluluk süresi boyunca güvenlik güçlerine karşı tehditkar bir tutum sergiliyorsa, bu da kelepçenin kullanımını gerektirebilir. Aynı şekilde, tutuklunun başka tutuklulara veya diğer mahkumlara zarar verme potansiyeli taşıdığı durumlarda da kelepçe kullanılabilir.

Ancak, bu noktada şunu belirtmek gerekir ki, kelepçenin kullanımının sınırlı olması gerektiği ile ilgili birçok uluslararası hukuk normu bulunmaktadır. Bir tutukluya kelepçe takılması, onun insan haklarını ihlal etmemek adına orantılı ve ölçülü bir şekilde yapılmalıdır. Aksi halde, kelepçe uygulaması, işkence veya kötü muamele olarak değerlendirilebilir.

Kelepçe Takılmasının İnsan Hakları İhlali Riski

Tutuklulara kelepçe takılması, belirli koşullar altında haklı bir güvenlik önlemi olsa da, kelepçenin gereksiz ve orantısız bir şekilde kullanılması, ciddi insan hakları ihlallerine yol açabilir. İnsan hakları açısından bakıldığında, kelepçenin haksız yere takılması, işkence veya kötü muamele olarak değerlendirilebilir.

Bir kişinin kelepçelenmesi, onun fiziksel ve psikolojik sağlığını etkileyebilir. Özellikle uzun süreli kelepçe kullanımı, bileklerde, ellerde veya kolların üzerinde kalıcı hasarlara yol açabilir. Aynı zamanda, kelepçenin psikolojik etkileri de göz ardı edilmemelidir. Bir tutuklunun kelepçelenmesi, onun özgürlüğünün daha da kısıtlanmasına yol açar ve bu durum, tutuklunun psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Uluslararası düzeyde, tutuklulara yapılan muameleye ilişkin çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi, tutukluların haklarını güvence altına almak için, kelepçe kullanımını da sınırlayan çeşitli belgeler ve kararlar yayımlamıştır. Bu belgelerde, tutuklulara kelepçe takılmasının, sadece zorunlu olduğu ve diğer alternatiflerin tükenmiş olduğu durumlarda yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.

Kelepçe Kullanımına Yönelik Alternatifler

Kelepçe kullanımına karşı yapılan eleştiriler, daha insancıl ve adil yöntemlerin bulunması gerektiğini ortaya koymaktadır. Kelepçenin tutuklular üzerinde yarattığı psikolojik ve fiziksel etkiler, daha az zorlayıcı güvenlik önlemlerinin kullanılmasını gerektiriyor. Bazı alternatif güvenlik önlemleri şunlar olabilir:

1. **Gözetim ve İzleme**: Teknolojik gelişmelerle birlikte, tutukluların sürekli izlenmesi için elektronik kelepçe gibi alternatif güvenlik önlemleri geliştirilmiştir. Elektronik kelepçe, fiziksel kelepçeye göre çok daha az müdahaleci olup, tutukluların hareketlerini izlemek için kullanılır.

2. **Psiko-sosyal Destek**: Tutukluların güvenliğini sağlamanın yanı sıra, onların psikolojik sağlıklarını iyileştirmeye yönelik çeşitli destekler sağlanabilir. Bu, hem tutuklunun psikolojik sağlığını korur hem de güvenlik risklerini azaltabilir.

3. **Gelişmiş Gözetim Teknolojileri**: Tutukluların hareketlerini sürekli izlemek için video gözetim sistemleri veya GPS cihazları kullanılabilir. Bu tür teknolojiler, tutuklulara kelepçe takılmadan da güvenlik önlemleri almayı sağlar.

Sonuç

Tutuklulara kelepçe takılması, güvenlik açısından gerekli bir önlem olabilir, ancak bunun sınırları ve koşulları oldukça önemli ve dikkatle belirlenmelidir. Kelepçe takılmasının, yalnızca ciddi güvenlik tehditleri ve kaçma riski gibi durumlarda uygulanması gerekir. Aynı zamanda, uluslararası hukuk ve insan hakları çerçevesinde, kelepçe kullanımının orantılı olması ve tutuklunun insan haklarını ihlal etmemesi gerekir. Tutukluya kelepçe takılması, sadece güvenlik amacı taşıyan bir önlem olarak kullanılmalı, bunun dışında gereksiz ve orantısız bir şekilde uygulamaktan kaçınılmalıdır. Bu şekilde, hem güvenlik sağlanabilir hem de tutukluların haklarına saygı gösterilebilir.