Misak-I Milli Sınırları Nelerdir ?

Defne

New member
\Misak-ı Milli Sınırları Nelerdir?\

\Giriş\

Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Misak-ı Milli (Millî Yemin), 28 Ocak 1920 tarihinde Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilen ve Türk milletinin ulusal sınırlarını belirleyen bir bildirgedir. Bu belge, sadece siyasi bir duruş değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine yön veren bir milli egemenlik manifestosudur. Misak-ı Milli sınırları, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı sonrasında içine düştüğü parçalanma sürecine karşı verilen kararlı bir cevaptır. Bugün bile dış politika ve ulusal güvenlik politikalarında atıfta bulunulan bu sınırlar, tarihsel derinliği ve stratejik önemiyle dikkat çeker.

\Misak-ı Milli Nedir?\

"Misak" kelimesi Arapça kökenli olup "yemin" veya "sözleşme" anlamına gelir. "Millî" ise "millete ait" demektir. Dolayısıyla "Misak-ı Milli", "milletin yemini" ya da "ulusal ant" anlamına gelir. 1920 yılında Osmanlı Mebusan Meclisi’nin son toplantısında kabul edilen bu karar, Türk milletinin bağımsızlığını, egemenliğini ve vatan topraklarını korumaya yönelik yeminidir. Bu sınırlar, Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı tarihte Türklerin çoğunlukta olduğu bölgeleri kapsar.

\Misak-ı Milli Sınırları Nelerdir?\

Misak-ı Milli sınırları, 6 maddelik bildirgeyle tanımlanmıştır. Bu sınırlar, Türk milletinin kendi kaderini tayin hakkını esas alarak belirlenmiştir. Maddeler arasında yer alan sınır tanımları şu bölgeleri kapsar:

1. **Batı Sınırı:** Batıda Edirne dahil Trakya’nın büyük kısmı Türk vatanı sayılmıştır. Batı sınırlarının belirlenmesinde halkoylaması (plebisit) esas alınmıştır.

2. **Doğu Sınırı:** Kars, Ardahan ve Batum’un kaderi için referandum yapılması öngörülmüştür. Türk çoğunluğun yaşadığı bu bölgelerin Türkiye’ye katılması savunulmuştur.

3. **Güney Sınırı:** Halep ve Musul’un kuzeyi dahil olmak üzere, Arap olmayan bölgeler Türk vatanı olarak kabul edilmiştir.

4. **Boğazlar:** İstanbul ve çevresi ile Boğazlar bölgesinin güvenliği ve serbestliği vurgulanmıştır.

5. **Kapitülasyonlar:** Kapitülasyonların kaldırılması ve ekonomik bağımsızlığın sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

6. **Azınlık Hakları:** Türklerin yaşadığı bölgelerdeki azınlık hakları, karşılıklı eşitlik ilkesine göre düzenlenecektir.

\Misak-ı Milli Sınırlarına Dahil Olan Bölgeler Hangileridir?\

Misak-ı Milli sınırları teorik olarak aşağıdaki bölgeleri kapsamaktadır:

* Doğu Anadolu’da: Kars, Ardahan, Batum

* Güneyde: Halep’in kuzeyi, Musul ve Kerkük dahil olmak üzere bugünkü Kuzey Irak

* Batıda: Batı Trakya (bugün Yunanistan sınırlarında kalan bölge)

* Ege Adaları: 12 Ada ve diğer Osmanlı adaları

* İstanbul ve Boğazlar Bölgesi

* İzmir ve çevresi

Bu sınırlar, esas olarak Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında Türk askerlerinin fiilen kontrolünde olan bölgeleri temel alır.

\Misak-ı Milli'nin Önemi Nedir?\

Misak-ı Milli, Türk milletinin esaret altında yaşamayı reddettiğinin en açık göstergesidir. Bu belge, sadece bir sınır bildirgesi değil, aynı zamanda Türkiye'nin dış politikasına yön veren stratejik bir kılavuzdur. Atatürk’ün liderliğinde yürütülen Kurtuluş Savaşı, Misak-ı Milli sınırlarını temel alarak şekillendirilmiştir. Lozan Antlaşması’nda bu sınırların büyük bir kısmı tescillenmiş olsa da bazı bölgeler diplomatik gerekçelerle elden çıkmıştır.

\Misak-ı Milli Hangi Tarihte Kabul Edildi?\

Misak-ı Milli, 28 Ocak 1920 tarihinde Osmanlı Mebusan Meclisi'nde oy birliği ile kabul edilmiştir. Ancak karar, 17 Şubat 1920 tarihinde resmen ilan edilmiştir. Bu tarihler, Türk milletinin ulusal bağımsızlık için attığı en büyük adımlardan biri olarak kabul edilir.

\Misak-ı Milli Sınırları Günümüzde Neden Tartışılıyor?\

Günümüzde Misak-ı Milli sınırları, özellikle Musul ve Kerkük gibi enerji zengini bölgelerle ilgili olarak yeniden gündeme gelmektedir. Bu bölgelerin Misak-ı Milli sınırları içinde yer alması, zaman zaman Türkiye’nin dış politikasında referans noktası olarak kullanılmaktadır. Ancak bu sınırlar, bir irade beyanıdır ve fiili olarak uygulanması uluslararası dengelere bağlıdır.

\Misak-ı Milli Lozan Antlaşması'nda Ne Kadar Gerçekleşti?\

Lozan Antlaşması, Misak-ı Milli’nin bazı maddelerini hayata geçirmiştir ancak tamamı uygulanamamıştır. Batum Sovyetler Birliği’ne, Musul ve Kerkük İngiltere mandası altındaki Irak’a bırakılmıştır. Batı Trakya, Yunanistan’a terk edilmiştir. Buna rağmen Türkiye, Lozan’da kapitülasyonları kaldırarak ve Boğazlar üzerindeki egemenliğini güçlendirerek Misak-ı Milli'nin ruhunu yaşatmıştır.

\Misak-ı Milli İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular\

\1. Misak-ı Milli ile Türkiye'nin bugünkü sınırları arasında fark var mı?\

Evet, Misak-ı Milli sınırları Türkiye’nin bugünkü sınırlarından daha geniştir. Musul, Kerkük, Batum gibi bölgeler günümüz Türkiye’sinin dışında kalmıştır.

\2. Misak-ı Milli sadece bir sınır bildirisi midir?\

Hayır, aynı zamanda bir bağımsızlık bildirgesidir. Türk milletinin emperyalizme karşı direniş manifestosudur.

\3. Misak-ı Milli neden günümüzde önemini koruyor?\

Çünkü ulusal bütünlüğün ve egemenliğin sembolüdür. Türkiye'nin dış politikada egemenlik haklarını savunurken referans aldığı temel metinlerden biridir.

\4. Misak-ı Milli bir savaş nedeni olabilir mi?\

Misak-ı Milli, tarihsel bir vizyon belgesidir. Ancak sınır talepleri diplomatik yöntemlerle değil, savaşla gündeme gelirse bu uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye bu belgeyi daha çok tarihsel meşruiyet aracı olarak kullanır.

\5. Misak-ı Milli hangi liderlerin etkisiyle hazırlandı?\

Başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere dönemin milliyetçi ve vatansever aydınları bu kararın oluşmasında etkili olmuşlardır. Karar, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan prensiplerin bir devamı niteliğindedir.

\Sonuç\

Misak-ı Milli, bir milletin varoluşunu ve istiklalini savunduğu, tarihsel bir dönüm noktasıdır. Her ne kadar günümüz sınırları ile birebir örtüşmese de, bu belge Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine yön vermiştir. Ulusal egemenlik, halk iradesi ve bağımsızlık gibi kavramlar, Misak-ı Milli’nin temelini oluşturur. Bugün bu sınırlar, coğrafi bir haritadan öte, Türkiye’nin milli hafızasında yer alan bir ideal olarak varlığını sürdürmektedir. Misak-ı Milli’yi anlamak, yalnızca geçmişi değil; geleceği de daha sağlam temeller üzerine kurmak için gereklidir.