Klasik Koşullanma Ve Edimsel Koşullanma Nedir ?

Melis

New member
Klasik Koşullanma ve Edimsel Koşullanma Nedir?

Koşullanma, organizmaların çevreleriyle etkileşim kurarken öğrenme süreçlerini geliştirmelerine yardımcı olan bir mekanizmadır. İnsanlar ve hayvanlar arasında öğrenmeyi açıklamak için kullanılan iki temel tür koşullanma vardır: klasik koşullanma ve edimsel koşullanma. Bu iki öğrenme türü, davranışların nasıl şekillendiğini ve organizmaların çevresine nasıl tepki verdiğini anlamamıza olanak sağlar. Her iki koşullanma türü de farklı teorik temellere dayanır ve farklı biçimlerde uygulanır.

Klasik Koşullanma Nedir?

Klasik koşullanma, İvan Pavlov tarafından geliştirilen bir öğrenme türüdür. Pavlov, köpekler üzerinde yaptığı deneylerle, belirli bir uyarıcı ile bir davranışın ilişkilendirilmesini incelemiştir. Bu tür öğrenme, bir organizmanın doğal olarak verdiği bir tepkiyi (örneğin, salya üretmek) belirli bir uyarıcıyla (örneğin, zil sesi) ilişkilendirmesi ile oluşur. Bu durumda, köpekler başlangıçta sadece yiyecek karşısında salya üretirken, zamanla yiyecek yerine zil sesi duyduğunda da salya üretmeye başlarlar.

Klasik koşullanmanın temel unsurları şunlardır:

1. Koşulsuz Uyarıcı (KU): Organizmanın doğal olarak tepki verdiği uyarıcıdır. Örneğin, yiyecek.

2. Koşullu Uyarıcı (KÜ): Başlangıçta nötr olan ancak öğrenme süreciyle anlam kazanarak organizmanın tepki verdiği uyarıcıdır. Örneğin, zil sesi.

3. Koşulsuz Tepki (KТ): Organizmanın doğal olarak verdiği tepkidir. Örneğin, yiyeceğe karşı salya üretme.

4. Koşullu Tepki (KT): Koşullu uyarıcıya verilen tepkidir. Örneğin, zil sesi duyulduğunda salya üretme.

Klasik koşullanma, organizmaların çevrelerinden gelen uyarıcılara nasıl tepki verdiğini anlamamıza yardımcı olur. Bu süreç, refleksif ve otomatik tepkilerin öğrenilmesini içerir. Örneğin, bir öğrenci derste öğretmeninin zil sesini duyduğunda uyanık kalmaya başlar. Zil sesi (KÜ) başlangıçta nötrdür, ancak öğrenciler zamanla bu sesle dersin başlayacağını öğrenir ve buna tepki verirler.

Klasik Koşullanmanın Temel Özellikleri

Klasik koşullanmanın başlıca özellikleri arasında uyarıcı ile tepki arasındaki ilişki yer alır. Bu ilişki, uyarıcıların birbirine yakın aralıklarla sunulmasıyla kuvvetlenir. Zaman içinde, bu tür öğrenmelerde koşullu tepki (KT) daha belirgin hale gelir. Ayrıca, klasik koşullanma genellikle bilinçli bir farkındalık gerektirmeyen, otomatik bir öğrenme biçimidir.

Pavlov’un deneyi, psikolojinin önemli bir dönüm noktasını oluşturmuş ve bu tür öğrenmeyi birçok farklı alanda incelemeye olanak sağlamıştır.

Edimsel Koşullanma Nedir?

Edimsel koşullanma, B.F. Skinner tarafından geliştirilen ve davranışların sonuçlarıyla şekillendiği bir öğrenme türüdür. Skinner, davranışların pekiştirme (renkli ödüller) ve cezalandırma (negatif sonuçlar) yoluyla nasıl değiştirilebileceğini incelemiştir. Edimsel koşullanma, organizmanın belirli bir davranışı gerçekleştirdikçe elde ettiği sonuçlara dayalı olarak öğrenmesini ifade eder.

Edimsel koşullanma, davranışın sonucunun türüne göre şekillenir. Pekiştirme ile davranışın güçlendirilmesi sağlanırken, cezalandırma ise davranışın zayıflamasına yol açar. Skinner’ın en bilinen deneylerinden biri, Skinner kutusu adını verdiği bir deney düzeneğidir. Bu kutu, bir hayvanın bir düğmeye basarak yiyecek almasını sağlamak için kullanılan bir mekanizmadır. Hayvanın düğmeye basması, ödüllendirici bir sonuç doğurur, bu da davranışın tekrarlanmasını tetikler.

Edimsel Koşullanmanın Temel Unsurları

Edimsel koşullanma, temel olarak iki ana kavram etrafında döner: pekiştirme ve cezalandırma. Pekiştirme, bir davranışın istenen bir sonuç doğurması sonucu bu davranışın tekrar edilmesini sağlar. Cezalandırma ise bir davranışın istenmeyen bir sonuç doğurması ile davranışın azalmasını amaçlar.

Pekiştirme, iki farklı şekilde olabilir:

1. Pozitif Pekiştirme: İstenilen bir davranış gerçekleştirildiğinde, bir ödül verilir. Örneğin, bir çocuğun iyi not alması üzerine onu ödüllendirmek.

2. Negatif Pekiştirme: İstenilen davranış yapıldığında, istenmeyen bir durum ortadan kaldırılır. Örneğin, çocuk odasını topladığında cezalandırılmaktan kaçınmak.

Cezalandırma ise iki şekilde gerçekleşebilir:

1. Pozitif Cezalandırma: İstenmeyen bir davranış yapıldığında, kötü bir sonuç uygulanır. Örneğin, çocuk saatlerce televizyon izlerse, ona yeni bir ödül verilmez.

2. Negatif Cezalandırma: İstenmeyen davranış sonrasında bir ödül ya da olumlu bir durum ortadan kaldırılır. Örneğin, çocuğa aldığı telefon ceza olarak alınabilir.

Edimsel koşullanma, organizmaların çevrelerinden aldıkları sonuçlara göre davranışlarını şekillendirir. Bu tür öğrenme, davranışların daha esnek ve çevreye göre uyarlanabilir hale gelmesini sağlar.

Klasik Koşullanma ve Edimsel Koşullanma Arasındaki Farklar

Klasik ve edimsel koşullanma arasındaki en büyük fark, öğrenme süreçlerinin nasıl gerçekleştiğidir. Klasik koşullanma, bir organizmanın refleksif tepkilerini değiştirirken, edimsel koşullanma organizmanın bilinçli ve kasıtlı davranışlarını şekillendirir.

Bir diğer fark ise uyarıcıların rolüdür. Klasik koşullanma, organizmanın tepki vermesine sebep olan dışsal bir uyarıcıya dayanır. Bu uyarıcı, organizmanın doğal bir tepkisini uyandıran bir stimulus olur. Edimsel koşullanmada ise davranışın sonucunda elde edilen ödül veya ceza, organizmanın gelecekteki davranışını şekillendirir.

Sonuç olarak, klasik koşullanma daha çok otomatik, refleksif tepkilerle ilgilenirken, edimsel koşullanma, bireyin bilinçli eylemleri ve sonuçlarıyla ilgili öğrenmeyi inceler.

Sonuç

Klasik koşullanma ve edimsel koşullanma, psikolojinin öğrenme alanındaki en önemli teorilerden ikisidir. Her iki öğrenme türü de organizmaların çevrelerine nasıl tepki verdiklerini ve çevresel uyaranlarla nasıl ilişki kurduklarını anlamamıza olanak sağlar. Klasik koşullanma, otomatik tepkilerin öğrenilmesini sağlarken, edimsel koşullanma, bireylerin bilinçli davranışlarını ödüller veya cezalar yoluyla şekillendirir. Bu teoriler, insan ve hayvan davranışlarını anlamada, eğitimde, terapi uygulamalarında ve davranışsal değişiklikler yaratmada önemli bir yer tutar.