2024 Emlak Gelir Vergisi Ne Kadar ?

Defne

New member
2024 Emlak Gelir Vergisi Ne Kadar? Farklı Yaklaşımlar Üzerine Bir Tartışma

Selam dostlar,

Bu başlığı açmamın sebebi son zamanlarda herkesin dilinde olan 2024 Emlak Gelir Vergisi meselesine biraz farklı açılardan bakmak istemem. Malum, hem kira geliri elde edenler hem de gayrimenkul sahibi olup değer artışı yaşayanlar için bu konu oldukça hassas. Kimimiz rakamlara bakarak “mantıklı mı değil mi” diye sorguluyor, kimimiz ise işin toplumsal tarafına, adaletine, hatta duygusal yönüne odaklanıyor. Ben de siz forumdaşlarla bu konuyu her iki açıdan tartışmak istedim. Bakalım kim hangi pencereden görüyor bu meseleyi?

---

Emlak Gelir Vergisi Nedir, 2024’te Ne Değişti?

Önce kısa bir hatırlatma…

Emlak Gelir Vergisi, bir kişinin gayrimenkulden elde ettiği gelirin devlet tarafından vergilendirilmesidir. 2024 yılında hem kira gelirlerinde istisna tutarı hem de oranlar yeniden düzenlendi. Örneğin, konut kira gelirlerinde istisna tutarı yaklaşık 33.000 TL’ye çıkarıldı. Bu tutarın üzerindeki gelirler, dilimlere göre artan oranlı şekilde vergilendiriliyor. Değer artış kazançlarında da satıştan elde edilen kazanç, belirli koşullar dahilinde vergilendiriliyor.

Bu noktada işte farklı yaklaşımlar ortaya çıkıyor. Kimine göre bu adil bir sistem, kimine göre ise orta gelirli vatandaşın sırtındaki yük her yıl biraz daha artıyor. Gelin şimdi bu iki farklı bakış açısını detaylıca masaya yatıralım.

---

Erkeklerin Bakış Açısı: Veri, Mantık ve Ekonomik Gerçeklik

Forumda yapılan tartışmalara bakıldığında erkek kullanıcıların genelde olaya objektif ve veri odaklı yaklaştığını görüyorum. “Kural belli, gelir varsa vergi olur” diyen çok.

Bazıları bu durumu ekonomik istikrarın gereği olarak yorumluyor. Mesela, biri şöyle diyor:

> “Kira geliri de sonuçta bir kazanç. Devlet bu kazançtan pay almakta haklı. Avrupa’da bu oranlar bizden çok daha yüksek. Türkiye’de vergi tabanı dar, bu yüzden daha fazla insan vergi sistemine dahil olmalı.”

Bu yaklaşımda adil paylaşım ve devletin gelir dengesini koruma sorumluluğu ön planda.

Ek olarak, erkek kullanıcılar sıklıkla enflasyon ve yatırım getirisi ilişkisine vurgu yapıyorlar. Onlara göre, emlak zaten güvenli ve yüksek getirili bir yatırım alanı; bu nedenle vergilendirme mantıklı.

Kısaca:

- “Vergi kaçınılmaz, sistemin sürdürülebilirliği için gerekli.”

- “Kira gelirleri artarken devletin payı da artmalı.”

- “Yatırım yapanla yapmayan arasında fark olmalı.”

Bu yaklaşımın temelinde ekonomik rasyonalite yatıyor. Erkekler genelde “duygusallığa kapılmadan” olayın mali dengesini sorguluyorlar.

Ama şu da var: bazı erkek kullanıcılar ise bu sistemin orta gelir grubunu zorladığını, zengin kesimin farklı yollarla vergiden kaçabildiğini belirtiyor. Yani eleştiri sadece “çok vergi var” değil, “adaletsiz dağılım” yönünde de.

---

Kadınların Bakış Açısı: Toplumsal Adalet ve Duygusal Denge

Kadın forumdaşlar ise genelde konunun toplumsal etkilerine ve duygusal yönüne odaklanıyor.

“Ev sahibi olmak zaten zor, bir de bu vergilerle daha da zorlaşıyor” diyenler çoğunlukta.

Bazı kadın kullanıcılar için mesele sadece rakam değil; barınma hakkı ve yaşam adaleti meselesi.

> “Evi olan zaten sürekli gider içinde. Bakım, aidat, tamir derken bir de vergi ekleniyor. Devlet bir yandan konut üretimini destekleyeceğini söylüyor, bir yandan mevcut sahipleri cezalandırıyor gibi.”

Bu yaklaşımda ekonomik değil, insani denge ön planda. Kadınlar sıklıkla şu konulara değiniyor:

- “Kira artışları hem kiracıyı hem ev sahibini vuruyor.”

- “Vergi yükü artarken kadınların mülk edinme oranı zaten düşük.”

- “Devlet, geliri düşük olan küçük ev sahiplerini ayrı değerlendirmeli.”

Ayrıca birçok kadın, vergi politikalarının toplumsal cinsiyet etkisine de dikkat çekiyor.

Çünkü kadınların miras ya da gelir yoluyla mülk edinme oranı hâlâ düşük; dolayısıyla bu vergiler, “ekonomik bağımsızlık” mücadelesi veren kadınlar için daha büyük bir yük haline geliyor.

Kimi yorumlarda ise “kadınların sahip olduğu gayrimenkul sayısı az ama üzerindeki vergisel baskı orantısız” ifadeleri yer alıyor. Bu da konunun toplumsal eşitlik boyutunu gündeme getiriyor.

---

İki Yaklaşım Arasında Köprü Kurmak

Aslında hem erkeklerin mantıksal, veri temelli yaklaşımı hem kadınların toplumsal ve duygusal perspektifi, bir araya geldiğinde daha bütünsel bir tablo ortaya çıkıyor.

Emlak Gelir Vergisi’ni sadece sayılarla ya da sadece duygularla açıklamak eksik olur.

Bir taraf “vergi olmadan devlet yürümez” derken, diğer taraf “vergiler adil dağıtılmıyor” diyor. Gerçek, bu iki uç arasında bir yerde.

Devlet açısından bakarsak: artan nüfus, şehirleşme, altyapı yatırımları için kaynak şart.

Vatandaş açısından bakarsak: geçim zorluğu, kiraların artışı, yatırımın getirisinin düşmesi ciddi endişeler.

Yani sistemin sürdürülebilirliği için vergi oranlarının dengelenmesi, küçük mülk sahiplerine teşvik sağlanması ve vergi bilincinin artırılması gerekiyor.

---

Tartışmayı Başlatıyorum: Sizce Kim Haklı?

Benim gözümde iki tarafın da kendince güçlü argümanları var.

Ama asıl mesele şu:

Emlak Gelir Vergisi, gerçekten gelir adaletini mi sağlıyor, yoksa zaten zorlanan orta sınıfı mı sıkıştırıyor?

Forumdaşlar, siz ne düşünüyorsunuz:

- Bu vergiler, ülke ekonomisini gerçekten dengeye mi getiriyor, yoksa yatırım isteğini mi azaltıyor?

- Kadınların bu sistemden daha fazla etkilenmesi sizce tesadüf mü?

- Devletin, “tek evi olan” ile “birden fazla evi olan” vatandaşı aynı kefeye koyması doğru mu?

Yorumlarınızı bekliyorum. Farklı bakışlar olmadan ortak bir anlayışa varmak mümkün değil.

Belki de çözüm, verginin varlığında değil, uygulanışındaki adaletsizliği gidermekte yatıyordur.

Kim bilir, belki bu forumda yapılacak bir tartışma, pek çok kişinin kafasındaki soru işaretlerini de netleştirir.